Rahmetli Kemal Unakıtan döneminde ciddi bir mali disiplin uygulanıyordu. Sağlam bir bürokrat kadrosu vardı. Gelir İdaresi’nde Osman Arıoğlu, Merkez Bankası’nda Süreyya Serdengeçti gibi isimler vardı. AKP’nin iktisadi olarak en başarılı olduğu dönemdi. Mehmet Şimşek’in Maliye Bakanı olduğu dönemde yine fena bir tablo yoktu. Adnan Ertürk gibi çok deneyimli bir Gelir İdaresi Başkanı vardı. 2011-2016 döneminde Merkez Bankası’nın başında Erdem Başçı vardı. Bu dönemde de iyi işler çıkarıldı. Sağlıklı para ve maliye politikaları izlendiğini söyleyebiliriz. 2015-2018 döneminde bu sefer direksiyona Naci Ağbal geçti. Bütçe Genel Müdürlüğü ve Müsteşarlık görevlerinin ardından Maliye Bakanlığı yapabilecek liyakatli birisi. Çok sıkıntıları göğüslediğini söyleyebilirim, özellikle KDV mevzuunda ciddi çalışmalar yürüttü. Bütçe disiplinini korumaya çalıştı ama AKP tarafından harcanmış bir bürokrat olarak tarihe geçti. Ve ne olduysa Haziran/2018 döneminden sonra oldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildi, Hazine ve Maliye birleştirildi. Başına da Berat Albayrak getirildi. Daha önce 4 ayrı bakanlık tarafından yönetilen ve 43 ayrı kurumun sevk ve idaresi Berat Bey tarafından yürütüldü. Kendisinin maliye tecrübesi bulunmaması nedeniyle ekibinde mutlaka teşkilattan liyakatli kişilerin olması gerektiği çok defalar ifade edildi. Ancak Bakan Yardımcıları Bülent Aksu, Nurettin Nebati ve Osman Dinçbaş’ın da maliye ile alakası yoktu. Danışman kadrosunda bulunan İsa Sinan Göktaş, Medet Nebi Yanık gibi hiçbir ismin Maliye bağı bulunmuyordu. Sonrasında izlenen yanlış politikalar, fahiş hatalar, liyakatsiz kadrolar birbirini izledi. Berat Beyin instagram üzerinden affını izlemesi ile birlikte kendisi görevinden ayrıldı, ancak ortaya da bir enkaz bırakıldı. Berat Bey’in yanında deneyim kazanan (!) Nurettin Nebati göreve geldi ve adeta fişi çekti. Film repliklerinden bazılarını paylaşmak istiyorum. “Sen maaş alıyorsun, en fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin; ama ben bu işi düzeltemezsem eğer 1000 çalışanımla beraber bütün varlığımı kaybederim, bunu göze alır mıyım?” “Ekonomi rakam işi, temenni, güven, istikrar, beklenti, gözlerdeki ışıltıdır.” “Bir problem yaşadığınızda bize hemen ulaşırsınız. En sevmediğim konu da şu yatırımcılara zorluk çıkaran mevzuat ya da bürokrasidir. Hep beraber kavga edelim, bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var rahat olun” Ne olduğu bilinmeyen, irrasyonel bir politikada ısrarcı olundu ve sonuç ortada. Olumlu bir tane ekonomik veri yok. Mevcut durum bu iken AKP’nin bıraktığı enkazı toparlamak için normal değil, olağanüstü bir kadro gerekiyor. Kimsenin elinde sihirli değnek yok ama bir hata yapma lüksümüz de yok. Kılıçdaroğlu bizim de Üstadımız, eski Hesap Uzmanı. Cumhurbaşkanı olursa Hazine ve Maliye Bakanı’nın yine eski hesap uzmanı olan Bülent Kuşoğlu’nun olması muhtemel. Bakan Yardımcısı olarak Bilge Yılmaz (İYİ Parti), Kerim Rota (Gelecek) ve İbrahim Çanakçı (Deva) gelirse harika bir kadro olur. Merkez Bankası Başkanı olarak tek bir adres var, Prof. Hakan Kara. Bu isimleri iyi araştırın. Seçim vaatlerine inanıp inanmamak elbette seçmenin takdirinde, ancak ekonomi yönetimi konusunda isimleri de dikkate alın derim.