Homo homini lupus est ya da Homo homini lupus!

Türkçe meali "Bir insan başka bir insanın kurdudur." veya daha öz ifadeyle "İnsan, insanın kurdudur." anlamına gelen Latince atasözü.

“Şimdi nereden çıktı bu” diyebilirsiniz.

Uzun zamandır TV izlemiyorum, sosyal medyada gezinmiyorum ve hatta haberlerden bihaberim. Bunu bilerek ve isteyerek yapıyorum. “Cahillik mutluluktur” sözünü deneyimlemek istedim. İzlesem ne olacak ki? Kötü şeyler görmekten, insanın cehaletini, rezaletini izlemekten psikolojimin bozulduğunu, bunları gördükçe ve okudukça ruhen yorulduğumu fark ettim. Arada merak edip bakayım diyorum. Karşıma kurbanlık hayvanlara bira içiren cahil cühela çıkıyor. Diyorum ki “Doğru yoldasın Yeliz kapat TV’yi aç kitabını, müziğini!” Bir süre geçiyor hadi dünyada ne olup bitiyor diye yine bir bakayım diyorum başka bir kötü haber daha. Hiç çekemem valla!

Sabır, "Çekirdeğin ve tohumun içindeki acı" demektir. Bu acıdır çiçeği ve ağacı büyüten.

“Sabret ki tohum filiz olsun; ağacın gölgesinde huzur bulasın.” der büyükler. Bu hayatta, acılardır insanın içini yeşerten ve ruhunu olgunlaştıran diye düşündüm. Toplumların, insanlığın tezekkür edip geçmişinden ders alacağını varsaydım hep. Ben bu yaşıma kadar sabrettim. Dünyanın daha iyi bir yer olacağına olan inancımı yitirmek istemedim, ancak ne var ki insandı insana acı veren... İşte bunu unutmuştum.

1621 yılında ünlü düşünür Thomas Hobbes bir kitap yazar.  Yazdığı kitabında ünlü bir söze yer verir: “İnsan insanın kurdudur”  

Sorarım size? Kanunlar neden var? İnsanı insandan korumak için değil mi? Doğayı, çevreyi, barışı, çocuğu, aklınıza gelebilecek her şeyi insandan korumak için yapılmamış mı kanunlar? İnsan hakları diye bir kavram var. Diğer insanlara karşı haklarımızı bilmek zorunda kalıyoruz. Oysa hepimiz aynıyız!  Hepimiz doğuştan gelen doğal haklara sahibiz. Kendimizden, kendimizi koruyoruz yaptığımız kanunlarla. Ne kadar abesle iştigal değil mi? Kendi çıkarlarını korumak için insan, tüm insanlığa karşı suç işler aslında. İnsanlar arası ilişkiler diğerlerini zedelemekten öteye gitmemiş gitmeyecek! Hobbes bu ünlü sözü günümüzden beş yüz yıl önce söylese de değişen hiç bir şey olmamış ve hatta insanın insana verdiği zarar artmış günden güne.  İşte tam da bu yüzdendir ki izlemiyorum, dinlemiyorum!

İki gün sonra Kurban Bayramını kutlayacağız. O kadar eminim ki aynı haberleri duyacağımıza, okuyacağımıza. Kaçan hayvanlara edilen eziyetler,  kesme ehliyeti olmayanların hayvanlara çektireceği işkenceler vs.   

Kendime ait doğal hakkımı kullanıp bu bayram ben; yine TV izlemeyeceğim, onun yerine büyükler ile sohbet etmeyi, bir çiçeği koklamayı, yürüyüş yapmayı, kahve kokusunu içime çekmeyi, çocukları sevindirmeyi, Müzeyyen Senar’ın şarkılarını dinlemeyi, yani doğal haklarımı kullanıp mutlu olmayı seçiyorum.  Sizin yaptığınız saçmalıklar bu bayram beni mutsuz edemeyecek!

İstemeden bile olsa kapıldığımız rekabet duygularımız daha fazla şeye sahip olma isteklerimiz insana dair dünyevi ihtiraslarımız mutluluğumuzun önüne geçmemeli.

İhtiras egemenliğini değil,  aklın egemenliğinde yapmalıyız seçimlerimizi.

İhtiraslardan uzak  iyi bayramlar dilerim.