Aklımız, insan olarak bizlerin bilgiyi ve karşılaştığımız durumları ve kavramları anlamamıza yardımcı olan, ya da kavrayabilmemizi sağlayan beceridir. Zeka ise bireylerin farklı durumlarla baş edebilmelerini sağlayan kompleks düşünme stratejileri veya çözümleri üretme yeteneğidir.
Zihnimiz, düşüncelerimizi oluşturur. Beynimiz ise fiziksel düzeydeki asıl işi veya süreci takip eden organımızdır. Zihnimizi doğru kullanmak zorundayız. Yaşamımızın düzenli şekilde devamı için bu ön koşul. Biz, eğer zihnimizi doğru kullanamazsak, zihnimizi doğru çalıştıramazsak, kaçınılmaz olarak yaşamımızda işlerimizi yoluna koyamayacağımız durumlar çıkar ortaya, karmakarışık olur her şey.
Günümüzde, dikkat dağınıklığı ve dalgınlık neredeyse toplumların normal yaşamının olağanı haline gelmiş durumda.
Bizler bireyler olarak, zaman zaman her anı dolu dolu olan, hele hele günümüz koşullarında bir işten diğerine koşan, zihni güçsüzleşmiş, belirli bir konuya odaklanamayan, aynı anda birkaç şeyi yapmak zorunda kalanlarız. Ancak, bu karmaşıklığın içinde büyük bir olasılıkla kaçınılmaz olacaktır ki, dikkatimizi aynı anda birçok işe bölüştürdüğümüz, aynı anda birkaç yere odaklanmak zorunda kaldığımız için yaptığımız işlerin birçoğunu doğru dürüst yapabilmemiz mümkün olmayacak, yanlışlara düşmek zorunda kalacağımız durumlar ortaya çıkacaktır. 
Ancak günün sonunda, deneyimleyerek görmüşüzdür ve bunun sonucunda diyebiliriz ki, dikkatimizi aynı anda birkaç şeye bölmeden, tek bir işe odaklanarak, sadece o anda kalarak, başka hiçbir şey düşünmeyerek, bütün dikkatimizi o işe vererek işlerimizi arzu ettiğimiz anlamda, en iyi şekilde yapabilmemiz, olumlu sonuçları almamız mümkün diyorum.