İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Çin’deki milliyetçiler, Çan Kay Şek’in öncülüğünde Formoza adlı bir adacığa yerleşerek Çin Cumhuriyeti’ni kurdular.
Tayvan, daha o yıllarda Birleşmiş Milletler’e üye oldu ve neredeyse dünyanın bütün ülkeleri Tayvan’ı tanıdı. Bu ülkeler arasında Türkiye de vardı.
1970 yılına gelindiğinde; Mao, Birleşmiş Milletler’de Çin’i ancak kendi ülkesinin yani Komünist Çin’in temsil edebileceğini savundu. Amerika, bu ülkeyle ilişkileri iyi tutmak için Mao’nun yanında yer aldı. Ancak Komünist Çin, kendisini tanıyan ülkelerin, Milliyetçi Çin’i tanımamalarını şart koştu. Bütün dünya, Türkiye dahil bu şarta uydu. Milliyetçi hükümetlerin iktidar olduğu o dönemde Türkiye, Milliyetçi Çin’le ilişkisini kesti. Sadece Belize, Esvatini, Marchall Adaları, Navru ve Palav gibi nerede olduğunu bilmediğimiz ülkeler, Tayvan’ı resmen tanıdı.
Ancak Çin’in Tayvan’ı işgal niyetine karşı çıkan 23 ülke var. Onlar tanımasa da bu ülkenin yanında yer alıyor.
1980’li yıllarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulduğunda bu ülkeyi başta Pakistan ve diğer pek çok dost ülkenin tanıyacağını sandık ama olmadı. Daha sonraki yıllarda özgürlüğüne kavuşan, en yakınımız Azerbaycan bile tanımaya yanaşmadı.
1960’lı yılların başlarında Cezayir’de de aynı şey yaşandı. Biz, işgalci Fransa’nın yanında yer aldık, özgürlük peşinde koşan Cezayir’i tanımadık.
Diplomasi, dengeler teorisidir. Duygusallık kaldırmaz. Tamamen çıkar üzerine işler.
Biz, hala Tayvan’ı tanımıyoruz ama orayı işgal etmeye hazırlanan Çin’le diplomatik ilişkilerimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz.
Bu ne çelişkidir?
Kadın şoförlere selam olsun
ESHOT, kadın şoför sayısını her geçen gün artırıyor. Artık otobüslerin direksiyonlarında birbirinden becerikli hanımları görüyoruz.
Bu, 83 yıllık kurumun en önemli devrimlerinden biridir.
Eskiden tek tük kadın şoför görürdük ve ilgimizi çekerdi. Şimdi bakıyorum, neredeyse iki şoförden biri kadın.
İtiraf edeyim daha dikkatli kullanıyor ve güven veriyorlar.
Sinirlerine hakim olabiliyorlar. Yolcularla atışmıyorlar. Saygılı halleri var.
Tunç Soyer’in son döneminde başlayan bu “kadınlaşma hareketi” Cemil Tugay’dan da büyük destek görmüş ki, ortada böyle bir tablo var.
Günümüzde kadınlar, yolcu uçağı kullanıyor. Bunu mu kullanmayacak?
ESHOT’un yeni yönetiminin, değişimi ve halka dönük daha iyi bir görüntü vermeyi önemsediği hissediliyor. Bu kurum, sadece bu açılardan Aziz Kocaoğlu döneminde ihmal edilmişti.
ESHOT’un, raylı sistemle ve deniz ulaşımıyla rekabete girmesi, İzmirlileri memnun eder sonuçta.
Sanal kumar da neyin nesi?
Kumar illetinin her türlüsünü yapıyorlar.
Şimdi de sanal kumar diye bir kepazelik çıktı.
Görmediğin, adını bile bilmediğin biriyle internet üzerinden oynuyorsun. Kazananı belli ama o sen değilsin.
Kredi kartının limiti, senin elini güçlendiren tek şey.
Garip bir heyecan sunuluyor. Fon müziği gibi. Kendinden geçiyorsun ve durmadan pey sürüyorsun.
Kendine geldiğinde elince avucunda hiçbir şey yok.
Çevremden bir tanıdığımın damadı, bu yolla 50 milyon TL kaybetmiş. Kafasını duvarlara vuruyormuş.
Yapay zekanın marifeti diyorlar.
Öylesine ustaca organize ediliyormuş ki, kaybettiğini ancak en sonunda anlıyormuşsun.
Bizden uzakta dursun.
İBRAHİM ORMANCI
Ben sana Kral olamazsın demedim. KPSS'yi kazanıp münasip bir işe yerleştirilemezsin dedim!
***
Ele yapar talk-show'unu, bana gelince yalnızca dırdır!
***
Çok HAYIRLI bir kız çok. Bütün çıkan taliplerine HAYIR dedi. Evde kaldı anlayacağınız!
***
Film gibi bir hayatım var. Sık sık reklamlarla kesiliyor ama olsun!