Özellikle ergenlik çağına gelmiş gençlerin eğitim dönemlerinde en önemli sorunlarından biri “Akran zorbalığı”

Akran zorbalığı, okullarda sıkça rastlanıyor ve pek çok genç de bu yüzden eğitimden soğuyor.

Akran Zorbalığı 2

Türkiye’nin en köklü liselerinden Amerikan  Koleji’nde bu sorunu irdeleyen “Zorbalık ve Travma” konulu psikanaliz ve eğitim sempozyumuna konunun uzmanları katıldı.

Son yıllarda akran zorbalığı davranışlarının çocuk ve ergenlerin akademik, sosyal ve duygusal gelişimini   olumsuz etkilediğine dikkat çeken uzmanlar, zorbalığa maruz kalan  çocukların, okula karşı isteksizlik gösterdiğini, derslere olan  ilgilerinin azaldığını, okulda kendilerini yalnız hissettiklerini, kaygı ve depresyon belirtileri gösterdiklerini belirttiler. 

Sempozyumda, zorbalık yapan çocukların ise uzun vadede ergenlik döneminde riskli davranışlar gösterdiği, okula olan ilgisinin düştüğü ve daha yoğun şiddet içeren davranışlar sergiledikleri vurgulandı.  

Akran Zorbalığı Foto

Yurt dışında  akran zor balığını önleyici pek çok program olduğu da vurgulandı sempozyumda “Bütüncül okul yaklaşımı” nın  benimsenmesinin altı çizildi.

Gözden kaçan nice gerçekler var hayatımızda. Gözden kaçtığı için de çözümü akla gelmiyor ve o sorun zaman içinde büyüyor. Bu konu bağımlılık gibi büyük tehlikenin de yakın arkadaşı.  O yüzden   ne zaman ve nereden başlanırsa başlasın; bu cesareti göstermek, sorunun çözümüne bir gün katkı sağlayacaktır.

Amerikan Koleji’ndeki bu cesur adımı atanları kutluyorum.

Anlamsız paylaşımlar

Adamın bir yerinde çıban çıkmış.
Sosyal medyada 15 gün o iğrenç fotoğrafını yayınladı:
“Durumum kötü”
“İyileşiyor”
“Yine azdı”
“İyileşecek galiba”
diye diye bize o iğrençliği izlettirdi.
Çıbanın, kendisinden başkasını ilgilendirmediği zekasına sahip olup olmamasından çok gündemde kalma yöntemi olarak talihsiz bir yol seçtiği ortada.
Arkadaş, kahvaltı masasını döşemiş. Fotoğrafını yayınlıyor.
Karede kendisi yok.
Hıyar, domates, tereyağı, bal, yumurta, maydanoz, kız armış ekmek falan.
“Bakın, siz yiyemiyorsunuz ama ben nasıl götürüyorum bunları” demek istiyor.
Ruh hali çok kötü.
Ama katlanıyoruz.
Birileri var. Uçağa binip falanca yere gidecek. 
“Abbas yolcu” diyor. Uçak biletlerinin fotoğrafını yayınlıyor. “İnanmayanlara kapak olsun” diyor.
Ve daha nice, sadece bize has saçma sapan örnek.
Bunların, “Muzır” paylaşım statüsünde muamele görüp engellenmesi lazım.
Bir arkadaş, Konak’taki Saat Kulesi’nin yapılış yıldönümü nedeniyle iki fotoğraf koymuş. Saat kulesi ve kendi portresi.
Sanırsınız, Saat Kulesi’nin mimarı.
Bunlar, bence sağlıklı bir yapının yansımaları değil. Sosyal medya, eğitici, doğru bilgilendirici, seviyeli bir şekilde paylaşımcı olmalı.
Şu an böyle bir şey yok. Yanarız halimize.

Felemenkçe kıymete bindi

Bizi okullarda İngilizce, Fransızca ve Almanca ayırımlarla sözde eğiterek avuttular. Bir şey de öğretmediler.
Dil öğrenmek isteyenler, ya kolejlere gitti ya kurslara ya da yurt dışına.
Bugün bu diller revaçta değil. Konunun uzmanı Hüseyin Özkale, Hollandalılarla Belçikalıların bir bölümünün konuştuğu Felemenkçe’nin en gözde dil olduğunu söylüyor. Çince, İspanyolca, Rusça ve Arapça da piyasanın aradığı diller.
Ama okullarımız hala o üç Avrupa dilinde ısrarlı. Ticaretin, turizmin, teknolojinin değiştiği bu dönemde bakalım Felemenkçe’ye ilgi ne olacak?
Türkiye’de bu dili bilen sayısı 20’yi geçmiyormuş, o da ayrı…

İBRAHİM ORMANCI

Ne zaman bir kadın kocasına ''Senin için saçını süpürge ettim'' derse bilin ki kocasından robot süpürge istiyordur!

***

Mars'ın Koç burcuna girmesinin hepimize canlılık vereceğine güvenip kahvede tavla oynadım. Mars olup yenildim!

***

Nokta kadar bir menfaat için virgül kadar eğilmeyeceksin dedim. Ama hala imla kurallarını bilmiyorsun!

***

Mantığın bittiği yerde benim ‘hanım’ başlar. Anlayın gari halimi!