Dünyada, siyasi parti sayısı bakımından belki de en zengin ülkesiyiz.

Amerika’da beş siyasi parti var. Biz, Demokratlar ve Cumhuriyetçileri biliyoruz ama ayrıca Liberteryen, Anayasa ve Yeşil adlı üç partileri daha var. Kolombiya’da parti sayısı topu topu iki. Hindistan’da 14. Bizde 138.

Say say bitmez.

Göz önündeki parti sayısı beşi geçmez. Diğerlerinin varlıkları da yoklukları da belli değildir. Sadece tabelaları vardır. Seçimlerde yönetim kurulundakilerin sayısı kadar bile oy alamazlar. Ama hep vardırlar, hep iktidar vaat ederler ve “En iyisi biziz” derler.

Seçim sürecinde il merkezlerini, ilçe merkezlerini açmayan partiler bile var.

Amaçları ve ısrarları nedir?

Bence göz önünde olma içgüdüsü. Anılmak, protokolde yer alma hesabı.

Projeleri, programları, hedefleri hep, seçimden sonra açıklanmak kaydına bağlıdır. Onlar için her biri bulunmaz Hint kumaşıdır da ondan.

Çok siyasi partiye sahip olmak, demokrasimizin zenginliği değildir.

Kafasına esenin parti kurmasıdır. Bunların çoğunun hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur, milli israftır. Her ilde, her ilçede örgütlenmeler, merkezler, harcamalar, sonuçta yaşanan hüsranlar boşunadır.

732237 Image1

Dünyada siyasi literatür diye bir şey vardır. Siyasi partiler, bu literatüre uygun örgütlenirler:

Demokratlar, Milliyetçiler, Cumhuriyetçiler, Komünistler, Halk cumhuriyetçileri, Liberaller, Monarşiler.

Dünya, bu kavramları paçal yaparak yeni bir düzen oluşturma yönünde hızla ilerliyor.

Dikta rejimleri yapılarını koruyor olsalar da bu paçal düzeni bünyelerinde oluşturmaya mecbur kalacaklar.

Yani siyasi parti sayısını artırmak, bu modelin oluşumuna hizmet anlamına gelmiyor. 

İşi daha da zorlaştırıyor.

İzmir’e çorbayı sevdiren adam

Çorba, bugün en çok tüketilen besinlerden biri.
Mercimek, ezogelin, kelle paça, ayak paça, karışık, çokça tüketilen çeşitlerden bazıları.
Özellikle ayak paça, doktorlar tarafından bile kür olarak öneriliyor. İçinde barındırdığı kolajen, iskelet ve kas yapımızda önemli onarımlar sağlıyor.
Gençlik yıllarımda İzmir’de iki ünlü çorbacı vardı ve ikisi de İkiçeşmelik’teki mekanlarında hizmet veriyordu. Biri Hamza, diğeri İsmet Usta.
Gece hayatını sonlandıranlar, sarımsaklı çorba içip kendilerine gelmek için bu mekanların yolunu tutardı.
Onlar İzmir’in sosyetik iki çorbacısıydı.

Aykut Yenice İsmet Yenice
İsmet Usta’nın, yani İsmet Yenice’nin dükkanı, Mezarlıkbaşı’ndaki otoparkın hemen dibindeydi. Abone müşterileri vardı ve çorbaların bitmesi öğleyi bulmazdı. Yanında hep oğlu Aykut vardı.
Çorba, İzmir’de bugün artık bir yeme içme kültürü haline gelmişse; bunda rahmetli İsmet Usta’nın büyük payı var.
Çorbacılıkta ‘Tutturma’ diye bir tanım vardır. Bu, tam olması anlamına gelir. Ancak erbabı anlar. Bazen saatlerce pişen çorba, tutmaz, gerçek çorba olmaktan çıkar.
İsmet Usta, çok az müşterisinin anlayabildiği bu konuda asla taviz vermez, tutmadığı zaman koca kazan çorbayı dökerdi.
O ve rahmetli Hamza Usta’lar, bugün İzmir’de lokantadan çok çorbacının olduğu bir düzenin öncüleri ve duayenleridir.
Rahmetle anıyoruz.

Diyelim ki…

Diyelim ki, erken seçim yapıldı, CHP kazandı.
CHP, sonra bunları yapacak mı?
.Emekli maaşını artıracak mı?
.İçki fiyatlarını ucuzlatacak mı?
.Mültecileri gönderecek mi?
.TOGG’u üretmeye devam edecek mi?
.Külliyeyi öğrenci yurdu yapacak mı?
.Tutuklu gazetecileri bırakacak mı?
.Hürriyet’i Demirören’den alıp Doğan’a iade edecek mi?
.Enflasyonu düşürecek mi?
.Uçakları ve makam araçlarını satacak mı?
. Savaş sanayii konusunda Albayrak’la anlaşmasını sürdürecek mi?
.Diyanet İşleri Başkanı’nı değiştirecek mi?
.”TC”ye sahip çıkacak mı?
Bunları yapacaksa şansı var demektir.
Yoksa beklemeye devam.

İBRAHİM ORMANCI

Uğur Mumcu Ağabeyime nazire, bunaldık halkım unutma bizi!

***

Ayıya dayı diyeceğime yanlışlıkla teyze demişim. Ayıkla şimdi pirincin taşını!

***

Siz Heybeli'de her gece. Çevrenin içine edersiniz. Çıkardığınız gürültü de çabası!

***

Biz bu dünyadan gider olduk. Kendini salanlara selam olsun!