Yıllardır AK Parti’ye ‘Cumhur İttifakı’ adı altında karşılıksız destek veren MHP, sanki yeni bir rota çiziyor görüntüsü vermeye başladı.
Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’a gerçekleştirdiği ziyaretle başlayan görüntü her türlü yoruma açık bir özellik taşıyor.
Türkiye’de milliyetçiliğin en köklü kuruluşlarından biri olan ve bu konuda asla taviz vermeyen MHP, Cumhur İttifakı sürecinde çokça eleştirildi. Teslimiyetçi bir politika sürdürmesinden tutun, koltuk değneği benzetmesine kadar onca eleştiri, nedense hep kulak arkası edildi.
Bahçeli, Erdoğan’ın politikalarına, ondan daha çok destek verdi. Daha çok sahip çıktı.
Ama…
Evet ama ne yazık ki, milliyetçilik konusunda göz göre göre taviz verdi. Erdoğan’ın “Türk” kimliğini katı bir kalıp içinde tutmama ısrarına göz yumdu. Mesela Ziraat Bankası’nın başındaki TC’nin kaldırılmasına söz etmedi.
Suriyelilere ve sığınmacı politikalara karşı çıkmadı.
Ekonomik krizi görmezden geldi.
Bu ve benzeri pek çok konuda, geleneksel bir parti olan MHP’nin ilkeleriyle çelişti. 
“Türkeş’in kemikleri sızlıyor” diyenler oldu.

Erdogan Bahceli Aa 2076571
Elbette taban, patlama noktasına gelince yakınmaya başlayacaktı. Öyle oldu.
Bahçeli’nin Erdoğan ziyaretinde, muhtemeldir ki; MHP’nin, artık AK Parti’nin hatalarına ortak olmama niyeti gündeme geldi.
Bu bir yorumdur. 
Ama sonrasına ne demeli? 
Belediye meclislerine Cumhur İttifakı’ndan üye olarak giren MHP’liler, geçtiğimiz günlerde ittifaktan ayrılarak kendi gruplarını kurmaya başladı. Çünkü Cumhur İttifakı içinde onlar da AK Partili gibi anılıyorlardı. “Bir MHP’liyiz”dediler ve gereğini yaptılar.
Bu, MHP’nin kendi kimliğine dönmesi adına çok önemli bir adım. Evet, ittifakta hiçbir talepleri olmadı ama bazı bakanlıklarda etkileri inkar edilemezdi. Mesela Sağlık Bakanlığı’nda. Bu durumda karşı tarafın ‘Ne istediniz de vermedik’ demeye de hakkı yok.
MHP, demokrasinin temel taşlarından biri. Evet, Devlet bahçeli döneminde MHP’li gençler asla sokağa dökülmediler, 1980 öncesi tabloları yaşatmadılar. 
Bu artılar, MHP’nin belki ileride bir muhalif parti işlevi görebileceği umutlarını da yeşertiyor.

Belediye lokantaları

Belediyeler, halkın ucuz yemek yemelerini sağlamak amacıyla peş peşe lokanta açıyor.
Ankara’da vardı, İstanbul da açtı. Ve İzmir Büyükşehir belediyesi, Balıkçılar Çarşısı’nda dört tas yemeğin 50 liraya sunulduğu bir belediye lokantasını hizmete sundu.
Daha önce Buca belediyesi de böyle bir lokanta açmış, büyük ilgi görmüştü.
Evet, ne yazık ki, halk ucuz ve kaliteli yemeğe ulaşamıyor. Malzeme, kira, personel giderleri gibi faktörler, bunu engelliyor. Sıradan bir lokantada, öğle yemeği yemenin maliyeti 200 liradan az değil.
Belediyelerin bu hizmeti yaygınlaştırarak sunmaları, aslında lokanta sektörünü de rahatsız edecek bir şey değil. Zaten o lokantalara gidenler, kendilerine ulaşamayanlar. Bu yüzden tedirgin olmalarına gerek yok.
Tabii belediyeler, bu lokantalardan kar etmiyor, ama sürüm dolayısıyla belki başa baş duruma da geliyorlardır.
Zarar etmeleri, yaygınlaşmalarını ve uzun ömürlü olmalarını engeller. Bu yüzden hesaplı kitaplı bir anlayışla çalışılır ve halk kadar belediyeyi de düşünerek hareket ederlerse yaptıkları şov değil hizmet olarak tanınır ve hatırlanır.

Raydan çıkmalar

Demiryolcu komşularım var. Hem de çokça.
Bu komşularım, devletin hurdaya attığı tarihi lokomotifleri, el emeği göz nuru ile onarıp kullanılır hale getirdiler.
Hepsi işinin ehli. Halkapınar’daki cer atölyelerinde hem trenlerin, hem de İZBAN araçlarının bakımını ve ray onarımlarını yapıyorlar.
Geçenlerde bir İZBAN treni raydan çıktı…
Sebebini sordum. İZBAN raylarında Moden diye bir ölçü varmış ve ideali 36 milimmiş. Kullanım sınırı da 20 imiş. Ama 11 ve 13’e düşen raylar hala kullanılıyormuş. Ustalar, ayrıca raylarda kaynak işlemlerinin yaz aylarında yapılmasını önermiyor. Genleşme, büyük sorunlara yol açıyormuş.
Teknik bilgisi olmayanların yönettiği bir sistemde daha ne olsunmuş ki…

İBRAHİM ORMANCI

Hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp gitti. Sinemada uyuyakalmışım. İyi mi ?
***
Makus talihin elinde oyuncak oldum. Kader böyle imiş buymuş alın yazım!
***
Birisine birisine aşık oldum birisine. Rastlamak çok zordur sanal alemde böylesine!
***
Güzel günler göreceğiz çocuklar. Şu hayat pahalılığı bitsin yeter!