Hayattaki tecrübeniz ilerledikçe yaşam sanatında ustalaşıyorsunuz. Bilim adamları diyor ki; bilimsel bilgi gerektiren işler dışında, tüm işlerde, insanlar 6 ay sonra profesyonel bir şekilde çalışabilir. Kısacası diyor ki; her işi 6 ay sonra mükemmel bir düzeyde yapabilirsiniz. Asla yapamam dediğiniz işler de dâhil buna. Asla yapamam dediğiniz sanat için de böyledir. 6 ay boyunca çizim dersi alan biri portre çizebilir. Sanatta siz diğer insanlardan sizi ayıran ise yaratıcı düşünce yeteneğinizdir. Herhangi bir konuda dünyanın en iyisi olmak sordur. Çünkü sizden daha iyileri mutlaka vardır. Ancak siz kendi potansiyelinizin en iyisi olabilirsiziniz. Çalışmak, öğrenmek, öğrendiklerinden ders çıkarmak kendi potansiyelinin en iyisine ulaşmak için yeterlidir. Hal böyleyken size bahşedilen hayatta ne kadar sürede kendi potansiyelinizin farkına varabiliyor, kendi yaşamınızı belirlemede ustalaşıyorsunuz? Yaşamak istediğiniz hayatın, yaşamak istediğiniz ekonomik düzenin sizin hayatınıza ait her şeyin ne zaman farkına varabiliyorsunuz? Hayatınızı belirleyen siz misiniz, sizgiller mi? Keşke aptallığın bir parametresi olsa da çevremizdeki aptalları ayıklayabilsek. Hayatımıza profesyonel bir biçimde devam edebilmek için etrafımızdaki aptalları tespit edebilmek ne güzel olurdu değil mi? Bunun için bir kitap yazıldığını, bu kitabın “İnsan Aptallığının Temel Yasaları” olduğunu biliyor muydunuz? Kitabın yazarı “Cipolla'ya göre dört çeşit insan var: Zeki, aptal, saf ve haydut insanlar! Şöyle ki: a) Kendilerine zarar verdikleri halde başkalarına fayda sağlayanlar saf insanlar, b) Kendilerine fayda sağlayan ama bu arada başkalarına zarar veren haydut insanlar, c) Hem kendilerine, hem de başkalarına fayda sağlayanlar zeki insanlar, d) Kendisine hiçbir yarar sağlamadan hatta bazen zarara uğrayarak başkalarına illa ki zarar verenler aptal insanlar oluyorlar. Cipolla'ya göre dünyaya zekilerden çok aptallar yön veriyor. Ben aptallara sizgiller demeyi tercih ediyorum. Ne saçma bir söylemdir; “Bu saçma dünyanın tek ve ne onurlu mücadelesi ona tahammül ederek o ve onu sıradanlaştırarak önemsemeden yaşamaktır.” Kısacası görmezden gel, tahammül et, sus konuşma diyor. Aptalların yasasına uymak, hiçbir şeye tahammül etmek zorunda değildim oysa. Ne zorunluluklara ne zorbalıklara. Sizgillerin değil, benim hayatımdı mevzubahis olan. Özgürlük kavramını açıklayan sosyologlar der ki; “Başkasının özgürlüğünün başladığı yerde senin özgürlüğün biter. “Evet haklılar! Benim özgürlüğüm başkasının özgürlüğüne zarar vermeye başladığı yerde biter. Peki ya aptallar bunun farkında mı? Benim, bizim, senin hayatına yön veren aptallığı kitaba konu olmuş kişiler olmamalı! Potansiyel olarak kendimi tanıdığım günden beri üç günlük dünyada ne istediğimin farkındaydım; dürüstlük samimiyet, huzur, barış ve adalet. Tüm dünya insanlarının ortak isteği değil mi benim de istediklerim? Hepimizin ortak istediği huzur ve barış ise neden zorbalığa maruz kalıyoruz? Neden bizim değil sizgillerin hayatını yaşıyoruz? El âlem ne der? Toplum böyle uygun görmüş kisvesi adı altında kendimiz için doğru olanı değil de sizgillerin bizim için sunduğu hayatı yaşamaya devam ediyoruz? Seçeneksiz olduğunuzu mu düşüyorsunuz? Yapacak bir şeyinizin olmadığını mı? Üzgünüm ne seçeneksizsiniz ne de yapacak bir şeyinizi yok. Maalesef olmayan tek şey cesaretiniz! Sustuklarınız! Kabullendikleriniz! Ve aptalların sizin için karar verdikleri! Cipolla'ya göre; kadın-erkek, siyah-beyaz, şu veya bu dinden, coğrafyadan, etnik gruptan, milletten, kıtadan, renkten, boydan, postan v.b. bağımsız olarak her türlü insan topluluğunda şaşmaz bir şekilde aynı oranda (% X) a(*) ptal var. Ve aptal olmayanlar her zaman aptalların zarar potansiyelini küçümser. Özellikle de aptal olmayanlar herhangi bir yerde, herhangi bir durumda, aptal bireylerle ilişki kurmanın ve/veya onlarla bir araya gelmenin kaçınılmaz olarak pahalıya mal olan bir yanlışa yol açtığını sürekli unuturlar. Yine Cipollo’ya göre; aptal insan var olan en tehlikeli insan türüdür. Zekinin, haydutun, safın nasıl davranacağı az çok tahmin edilip, önden tedbir alınabilir ama aptalın ne yapacağı katiyen tahmin edilemez. Zira aptal hangi olay karşısında nasıl davranacağını kendisi de bilmez. Tüm işleri yapmayı altı ayda öğrenebilen insan ne acıdır ki kendi hayatını nasıl yaşayacağını bir türlü öğrenemez. Değişim isteyen önce kendini değiştirsin yoksa kendi hayatınızı değil sizgillerin sizin için seçtikleri hayatı yaşamaya devam edeceksiniz.