Haziran/2024 dönemine ilişkin Hazine nakit istatistikleri yayımlandı ve 430 milyar TL açık verildi. Bu durum elbette ki 15 Temmuz’da açıklanacak bütçe verilerine de yansıyacak. Bir ayda yaklaşık 13 milyar dolar nakit açığı vermenin anlamı üzerine biraz konuşalım isterseniz.

Yılın ilk 6 ayında verilen nakit açığı ise 1 trilyon TL, yani 31 milyar dolar. Yılsonu bütçe açığının 2.6 trilyon TL olması ve genel tecrübeyle sabit yılın son 4 ayında açık boyutunun normalin üzerine çıkacağını düşünürsek hedeflenen açık civarında bir rakamın gerçekleşeceğini söyleyebiliriz.

Tabii bu durumda açık rakamı 80 milyar dolar ediyor ki, Merkez Bankası’nın brüt rezervinde bile bu kadar döviz yok. Şu anda 145 milyar dolar brüt rezerv var, ancak bunun bir kısmı altın olarak tutuluyor.

Bu tablodan anlaşılacağı üzere hazinenin Meclis’e gelemeyen vergi paketi dikkate alındığında 250 milyar TL gibi bir rakam öngörülmüş ancak yılın devam eden periyodunda başka paketlerin de geleceğini Sn. Bakanın iş dünyasına yaptığı sunumdan görüyoruz. Dolayısıyla gidişata göre başkaca paketler de gelecektir.

Naci Ağbal’ın Maliye Bakanlığı yaptığı döneme kadar mali disiplin ciddi anlamda uygulanırken ve milli gelirin yüzde 3’ünün altında makul seviyelerde seyrederken son 6 yılda ne oldu da bu montanda bütçe ve nakit açıklarından bahseder olduk.

Bu durumu sadece depremin ekonomik maliyetine indirgemek doğru olmaz. Eğer böyle olsaydı uygulanmayan kamuda tasarruf paketi açıklanmazdı. Eğer böyle olsaydı sigara alkol ve akaryakıtta ÖTV artışları 6 aylık otomatiğe bağlanmazdı. Hatırlayın geçen sene bu zamanlar yine önemli düzeyde birçok vergi kaleminde artışa gidilmişti. Şimdi yeniden 11 ayrı vergi kanununda birçok alt unsur itibariyle vergi ve cezalarda artışa gidiliyor. 

Kamuda harcama düzeyinin bu seviyelerde olmasının enflasyona olan olumsuz katkısını da konuşmak lazım ama hazine şu anda kendi derdine düşmüş vaziyette. Dolayısıyla hem enflasyon hem de bütçe/nakit açığının faturasını yine vatandaş üstlenecek ve değişen bir durum olmayacak.